İdari Yargıda İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağın 13’üncü maddesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun 10’uncu; 14’üncü maddesi de, aynı Kanunun 11’inci maddesinde değişiklik yapılmasını öngörüyor.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 10’uncu maddesi, haklarında idari davaya konu edilebilecek nitelikte bir işlem ya da eylem tesisi için idareye yapılan başvurunun; 11’inci maddesi de, kendisine, idari davaya konu edilebilecek nitelikte bir idari işlem tebliğ olunan idare edilenin, bu işlemin geri alınması, değiştirilmesi ya da yeni bir idari işlam yapılması için, idari işlemi yapan idari makamın varsa hiyerarşik üstüne; yoksa, kendisine, idari dava açma süresi içinde yapılan başvurunun sonuçlarıyla ilgili düzenlemeler içermektedir.
Taslakta, 10’uncu maddeyle ilgili olarak iki önemli değişiklik yapılmaktadır:
1- Değişikliklerden ilki, mevcut düzenlemede, idarenin yapılan başvuruya kesin olmayan yanıt vermesi halinde, kesin yanıtı beklemeyi seçen başvurucuların en fazla bekleyebilecekleri süre ile ilgilidir. Yürürlükteki düzenleme, bu halde, başvurucunun, ilk başvuru tarihinden itibaren en fazla altı ay bekleyebileceği; bu süre sonuna kadar da kesin yanıtın gelmemesi durumunda, zımni ret kararının oluşacağı yolundadır. Taslakta, bu altı aylık süre kaldırılmakta ve kesin yanıtı beklemeyi seçen başvurucuya, hangi tarihte olursa olsun, kesin yanıtın tebliğ olunması halinde, bu yanıtın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan idari dava açma süresinde dava açma olanağı tanınmaktadır.
2- Değişikliklerden ikincisi ise, kesin yanıtı beklemeyi seçen; ancak, kesin yanıt da verilmeyen başvurucunun, kesin yanıt vermesi için idareye yeniden başvurma hakkı ile ilgilidir.
İlk değişikliğin, 10’uncu maddenin mevcut halinin uygulamada yaratmış olduğu kimi sorunları giderici nitelik taşıması bakımından, isabetli olduğu söylenebilir; ancak, kesin cevabı beklemeyi seçen başvurucunun, dava yoluna gidebilmek için daha ne kadar bekleyeceği sorusunu yanıtsız bırakmaktadır. Zira; sözünü ettiğimiz altı aylık süre, başvurucuların başvurularının, dolayısıyla dava haklarının sürüncemede bırakılmasını önlemek amacıyla öngörülmüştü. Yani; başvurucuları koruyucu bir düzenleme idi. Böyle bir süre öngörülerek, idareye şu söylenmekteydi: “Tamam, başvuruyu yanıtlayabilmek için, kimi inceleme ve araştırmalara, dolayısıyla zamana ihtiyacın var. Ben sana bu süreyi veriyorum. Ama, bu hakkını kullanırken, başvurucunun dava hakkını sürüncemede bırakarak, onu hak arayamaz duruma getirme. Bu yüzden; inceleme ve araştırmanı en geç altı ay içerisinde bitir ve başvuruyu yanıtla. Aksi takdirde; bu sürenin yanıtsız geçmesi durumunda, başvurunun reddedildiğini kabul eder ve başvurucuya dava hakkı tanırım”.
Taslakta, altı aylık bekleme süresi kaldırılmakla, idareye, mevcut düzenlemenin hak arama özgürlüğü yönünden sakıncalı gördüğü durumu yaratma; başvuruyu yanıtsız bırakma olanağı tanınmış olmaktadır.
Her ne kadar, maddede yapılan ikinci değişiklikle, bu halde, başvurucunun önceki fıkra hükümlerine göre, idareye, yeniden başvurabileceği söylenmiş ise de; idarenin bu başvuruya da kesin olmayan yanıt vermesi ve başvurucunun da bu yanıtı beklemeyi seçmesi durumunda ne olacağı konusunda bir açıklık mevcut değildir. Zira; bu ikinci başvuruya da, idare, “henüz araştırmalarım bitmedi; bitince yanıt vereceğim” diyebilir; başvurucu da, idareye güvenerek, kesin yanıtı beklemeyi tercih edebilir. Bu durumda, idarenin yanıt vermemesinin hukuki sonuçlarının da, düzenlemede yer alması gerekir.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesinde yapılan değişikliğe gelince; iki önemli değişiklik öngörülmektedir:
1 – Maddenin yürürlükteki şekline göre, özel kanunlarda ayrı idari başvuru yolu öngörülmesi halinde dahi, bu maddenin öngördüğü başvuru yolunun kullanılması mümkün iken; taslakta önerilen düzenlemeye göre, eğer bir idari işlemin kaldırılması, değiştirilmesi, geri alınması veya yeni bir işlem yapılması amacıyla yapılacak başvuru için özel bir idari yol öngörülmüşse, bu maddedeki başvuru yolunun kullanılması olanaksızlaşmaktadır. Böyle bir durumda, özel kanunlarda öngörülen özel idari başvuru yolunun kullanılması gerekmektedir. Kimi usul sorunlarının üstesinden gelinebilmesi bakımından, düzenlemede, böyle bir açıklığın yer almasının yararlı olacağı söylenebilir.
2 – Maddedeki ikinci değişiklik, 3’üncü fıkranın düzenlemesi ile ilgilidir. Maddenin mevcut şekline göre, idari dava açma süresi içerisinde bu maddeye uygun olarak yapılan başvuru, işlemekte olan idari dava açma süresini durdurmaktadır. Başvuru ile duran dava açma süresi, başvuruya verilecek yanıtın tebliği tarihinden veya yanıt verilmezse yanıtsız geçen altmış günlük sürenin dolum tarihinden itibaren kaldığı yerden yeniden işlemeye başlamaktadır. Dolayısıyla; idari davanın kalan bu süre içerisinde açılması gerekmektedir.
Yeni düzenlemenin 3’üncü fıkrası, “İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi içinde dava açılabilir” düzenlemesini içermektedir.
Bu tür bir düzenleme, öncelikle, üst makama veya üst makam yoksa aynı makama yapılan başvurunun işlemekte olan dava açma süresini durdurması kuralını kaldırmakta; onun yerine, başvurunun reddi veya reddedilmiş sayılması durumunda, dava açma süresinin yeniden başlaması esasını getirmektedir. Yani; bu maddeye göre yapılacak başvurunun idari dava açma süresi içerisinde olması yeterli olmaktadır. Bu koşula uyulması halinde, kendisine başvurulan idare altmış gün içerisinde başvuruyu reddederse veya bu süre içerisinde yanıt vermemesi sebebiyle istek reddedilmiş sayılırsa; ret kararının tebliği tarihinden veya bekleme süresinin dolum tarihinden itibaren, başvuru tarihi itibarıyla idari dava açma süresi kaç gün işlemiş olursa olsun, yeni bir otuz günlük süre işlemeye başlamaktadır.
Bu, İdari Yargı’da şimdiye kadar olmayan, tamamen yeni bir süre hesaplama yöntemidir. İdarede istikrar ilkesinden kaynaklanan geleneksel yönteme uygun olmamakla birlikte; bireylerin mahkemeye erişim haklarını kolaylaştırması bakımından, böyle bir düzenlemenin sorunlu olmayacağını söyleyebiliriz.
Ancak; fıkra düzenlemesi, bu yeni dava açma süresi içinde idari davaya konu edilmesi gereken idari işlemin hangisi olduğu konusunda belirsizlik içermektedir. Mevcut düzenlemede, hiyerarşik başvurunun reddi ya da reddedilmiş sayılması halinde, üst makamın ret işleminin değil, bu başvuruya konu idari işlemin idari davaya konu edilmesi gerektiği yolundadır. Buna karşılık; Taslakta yer alan düzenleme, üst makamın bu işleminin idari davaya konu edilmesi gerektiği izlenimini vermektedir. Zira; “Yeni dava açma süresini başlatan idari işlem, üst makamın ret işlemidir; dolayısıyla, bu dava açma süresi içerisinde onun davaya konu edilmesi gerekir.” yorumuna uygun bir düzenlemedir.
Oysa; üst makamın ret işleminin konu unsuru, bu başvuruya konu edilen ilk idari işlemin konu unsurundan tamamen farklıdır. Örneğin; re’sen emekliye sevk işleminin konu unsuru, kamu personelinin başka bir statüye geçirilmesi olduğu halde; bu işlemin kaldırılması geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması amacıyla üst makama yapılacak başvurunun reddine dair işlemin konu unsuru, başvuruya konu re’sen emekli sevk işleminin kaldırılmasına, değiştirilmesine, geri alınmasına veya yeni bir işlem yapılmasına gerek olmadığı yolundadır. Dolayısıyla; re’sen emekliye sevk işlemini konu edinen idari davada hukuka uygunluk denetiminin, davacının re’sen emekliye sevkini haklı kılan nedenlerin olup olmadığının araştırılması gerekirken; üst makamın işleminin idari davaya konu edilmesi halinde hukuka uygunluk denetimi, re’sen emekliye sevk işleminin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiştirilmesini veya yeni bir işlem yapılmasını gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak zorundadır. Her iki hukuka uygunluk denetiminin farklılığı, üst makamın işleminin hukuka uygunluğunun denetimi halinde, davacının dava yoluna başvurmaktan olan beklentisini karşılayamayabilir.
Bu bakımdan; anılan düzenlemenin açıklığa kavuşturulması ve ilk işleme karşı idari dava açılabileceği anlamına gelen düzenleme yapılması doğru olur.
İdari Yargı İle İlgili Kanun Taslağı Hazırlamak – 7
13 Cuma Kas 2015
Posted Yazılarım
in