110’uncu Oturum – Türkiye – Demokrasi İçin Tehlikeli Bir Gerileme Yaratacak Anayasa Değişikliği Tasarısı Hakkında.

 

Venedik – Venedik Komisyonunun 110’uncu Oturumunda, 16 Nisan 2017 tarihli Ulusal referanduma sunulacak anayasa değişikliği hakkında görüşünü kabul etmiştir. Bu görüş,  Avrupa Konseyinin İzleme Komisyonu tarafından talep edilmiştir.
Herşeyden önce, Komisyon, tam üye ile yapmış olduğu oturumda görüşüp kabul etmiş olduğu görüşünün son tahlilinde, Türkiye’de kişisel rejim uyarısı yapar.
Komisyon, yetkiler üzerinde gerekli denetim sistemini yok eden değişikliğin,  kuvvetlerin ayrılığına dayalı demokratik başkanlık sistemi modeline uymadığını; getirilen sistemin otoriter başkanlık sistemine dönüşme tehlikesi (riski) taşıdığını bildirmek zorundadır. Görüşün sonuç kısmında ifade edilen endişeler, aşağıda özet halinde verilmiştir:
1) Yeni Başkana, yürütme yetkisini tek başına kullanma yetkisi verilmekte; onun, her türlü denetimden uzak olarak, kendisinin belirleyeceği kriterlere göre, bakanları ve yüksek dereceli devlet memurlarını atamasına olanak tanınmaktadır.
2) Başkanın, parti üyesi ve partisinin başkanı olmasına izin vermektedir ki; bu durum, ona yasama organını etkileme olanağı tanımaktadır.
3) Başkana, parlamentoyu, demokratik başkanlık sistemine tamamen aykırı şekilde, herhangi bir nedenle, feshetme yetkisi vermektedir.
4) Yürütme organı üzerinde esasen yetersiz olan yargı denetimini daha da zayıflatmaktadır.

5)Yargı bağımsızlığını daha da zayıflatmaktadır.

Görüş, ayrıca, değişikliğin parlamentoda oylanmasına ilişkin yöntem ile ilgili olarak ciddi endişeleri ortaya koymaktadır. Örneğin; Türk Parlamentosu, referanduma sunulacak değişikliği, muhalefetin ikinci büyük partisinin çok sayıda milletvekili hapiste iken kabul etmiştir. Değişiklik, milletvekillerinin oylarının kişisel niteliğinden ve reformu desteklediklerinden kuşku duyulmamasını gerektiren gizlilikten yoksun olarak kabul edilmiştir.
Dahası, uzmanlar, yürürlükteki olağanüstü halin, bir anayasa referandumu için çok önemli bir oylama bakımından zorunlu demokratik kadro sunmadığı kanısında olmuşlardır.

Her devlet, kendi politik sistemini, başkanlık veya parlamenter ya da karma olarak, serbestçe seçme hakkına sahiptir; ancak, bu hak, sınırsız değildir.