Yıl 1978, Enstitü’den çıktık, Saint Michel’e doğru yürüyoruz. Üç kişiyiz. Ben, Mısırlı idari yargıç Ali Reda ve Kolombiyalı akademisyen Carlos Uran. Bir ara, söz nasıl oraya geldi anımsamıyorum; Ali Reda, bana dönüp, “Nasır ile Atatürk, devlet adamı olarak benzer, değil mi?” dedi. Tam yanıt vermek için ağzımı açmaktaydım ki; Carlos atıldı: “Hayır, hayır!” dedi, “İlgisi yok”. Ve ekledi:”Nasır, bir eylem adamı. Oysa; Atatürk, hem eylem, hem de düşün adamı; bir devrimci”. O an yaşadığım, Atatürk’ü olmanın büyük gururuydu. Günler sonra, Ali Reda, durup durduk yerde, bana, Mısırlı ve Orta Doğulu arkadaşlarını kastederek, övücü bir bakışla, “Sen bizden çok farklısın” dedi. İşte, o fark, Atatürk’ün eseriydi. O’nun ışıkları ulusumuzu aydınlatmayı sonsuza kadar sürdürecektir. Şükranla, minnetle ve saygıyla anıyoruz.